Yerel kalkınmayı desteklemek, istihdama katkı sağlamak, kültürel zenginliği korumak, ekonomik ve biyolojik çeşitliliği artırmak gibi başlıca amaçları bulunan sürdürülebilir turizm, Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) ve Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü’nün (UNWTO) ortaya koyduğu ilkelere dayanıyor. Türkiye için de oldukça önemli bir kültürel ve ekonomik kavram olan sürdürülebilir turizm nedir, nasıl yapılır, ülkemizde bu yönde hangi çalışmalar var birlikte öğrenelim.
Birden fazla turizm modelinin iç içe geçtiği sürdürülebilir turizm, bu farklı turizm çeşitlerine yönelik faaliyetlerin geneline işaret eder. Ülke ekonomisine, kalkınmaya, kültürel mirasların aktarımına ve toplum refahından kalkınmaya uzanan geniş bir perspektife hizmet eden sürdürülebilir turizm, Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü (UNWTO)’nün tanımına göre “mevcut ve gelecekteki ekonomik, sosyal ve çevresel etkileri tam olarak hesaba katan; ziyaretçilerin, endüstrinin, çevrenin ve ev sahibi toplulukların ihtiyaçlarını karşılayan turizm” olarak belirtiliyor.
Doğal ve çevre bütünlüğünü bozmadan, kaynakları verimli kullanarak kültürel bütünlüğü koruyan ve ekonomik ilerlemeyi hedefleyen sürdürülebilir turizm var olan bireylerin ve gelecek kuşakların refahını üst düzeye çıkarmayı hedefliyor. Kısacası sürdürülebilir turizm hem bölge halkının hem de turistlerin yaşam kalitelerinin artmasına katkıda bulunmayı amaçlıyor.
Sürdürülebilir turizmin ilkeleri Kanada’da düzenlenen Globe ’90 konferansında belirlendi. Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) ve Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü (UNWTO)’ünce belirtilen 12 ilke ise şöyle;
Ekonomik süreklilik
Yerel kalkınma
İstihdam kalitesi
Sosyal katılım ve toplumsal cinsiyet eşitliği
Ziyaretçi memnuniyeti:
Yerel kontrol
Toplumsal refah
Kültürel zenginlik
Fiziki bütünlük
Biyolojik çeşitlilik
Kaynakların verimli kullanımı
Çevresel etki
Sürdürülebilir turizm kapsamında ülkemizde yapılan başarılı projeler ve çalışmalar var. Bölgesel kalkınmayı destekleyen ve kültürel mirasları koruma noktasında önemli konumda olan bu yerleri seyahat planına dahil edebilirsin.
Ayvalık’ta yer alan Küçükköy bir dönüşüm hikayesinin en iyi örneklerinden. Yeniçarohori adıyla da bilinen Küçükköy, şu an bir sanat ve tasarım köyü olmuş durumda. Rum evlerinin restore edilerek kullanıma açılması ile girişimcilere bir nevi teknopark imkanı sunan köy bugün sanatçılara, tasarımcılara, girişimcilere ev sahipliği yapıyor. Akıllı köy hareketi ile dönüşümüne başlayan köyün sanat ve estetiği birleştirmesinin yanı sıra yazılımcılar ve teknoloji ile ilgilenenler için de bir tür kuluçka merkezi konumunda.
Bursa’nın 2000 yıllık tarihi Misi köyü, ipek üretiminde örnek bir proje. Kaybolmaya yüz tutmuş bir zanaat olan ipekböcekçiliğinin yeniden turizme ve ekonomiye kazandırılması noktasında harekete geçildi ve kadın istihdamı başta olmak üzere yerel kalkınma desteklendi. Hazırlanan ürünler İpek Evi’nde satılırken yöresel yemeklerin de desteklendiği çalışma kapsamında tescilli bir Misi evi olan Koza Evi turizme açıldı.
Lavanta tarlaları ile aklımıza yer edinen Kuyucak, Türkiye’deki lavanta üretiminin %93’ünü sağlıyor. Yapılan proje kapsamında turizme kırsal bölgelerin kazandırılması, lavanta üretiminin ve lavanta ürün çeşitliliğinin artırılması, bölgesel kalkınmanın sağlanması hedeflenmişti. Kuyucak şu an sürdürülebilir turizmin başarılı örneklerinden biri olarak popülerliğini artırmış durumda. Fransa’nın Provence bölgesindeki kırsal turizm modelinin bir benzeri olan köyde ayrıca üyeleri kadınlardan oluşan Lavanta Kokulu Köy Kadın Girişimciler Kooperatifi de kuruldu.
Çanakkale’ye bağlı Tevfikiye köyü, başta Troya Müzesi olmak üzere Troya Kültür Rotası projesine imza atarak günümüzde kültürel mirasın aktarılmasında önemli bir durak oluyor. Ezine ve Ayvacık arasındaki yürüyüş rotası üzerindeki ve çevresindeki kültürel mirasın korunması için başlatılan çalışmalarla bugün antik yerleşimler, 120 kilometrelik yürüyüş ve bisiklet yolu turizmin odak noktası konumunda. Truva anlatımlarının da yer aldığı köy arkeo köy olarak misafirlerini ağırlıyor. Tevfikiye köyü ayrıca UNESCO'nun 1998 yılında Dünya Kültür Mirası Listesi'ne dahil ettiği Troya Antik Kenti’nin girişinde bulunuyor.
Safranbolu’da yer alan Yörük köyü, bir müze köy örneği. Koruma altında bulunan köyde 93 tescilli eser yer alıyor. Klasik Osmanlı sivil mimarisinin başarılı örneklerini barındıran köyde yer alan birçok tarihi konak turizme kazandırıldı. Yörük Köyü Kültür Mirasını Koruma, Tanıtma ve Dayanışma Vakfı destekleri ile sürdürülebilir turizme katkı sağlayan köyde Sipahioğlu Gezi Evi gibi anıtsal nitelikli evleri görebilirsin.
Farklı ülkelerde de benzer çalışmalar ülke kalkınmasına yön veriyor. Dünyadaki sürdürülebilir ve çevre dostu rotalar için linke tıklayabilirsin.