Şu an dışarıda yürürken trafiğin gürültüsünden başka bir şey duyamıyor, etrafımıza baktığımızda da betondan başka hiçbir şey göremiyoruz. Şehirler öyle yerler haline geldi ki hepimiz doğaya derin bir özlem duyar olduk. Bu özlemi gidermenin en güzel yolu da kendimize doğa otellerinde küçük kaçamaklar hediye etmek.

Ait olduğumuz yere dönelim

Aslında hepimiz doğanın kucağına aitiz ve şehir hayatı bizi ait olduğumuz yerden o kadar uzaklaştırdı ki artık kendimizi hiçbir yere ait hissedemiyoruz. Doğa otelleri bizi köklerimizle yeniden buluşturuyor. Kuş seslerinin varlığını hatırlıyor. Belki de çok uzun zaman sonra egzoz dumanı kokmayan bir havayı ciğerlerimize çekiyoruz.

Huzura kavuşalım

Gözümüzü masmavi bir gökyüzünden süzülen güneş ışığında açtığımızı hayal edelim hadi. Kalkıp camdan dışarı bakıyoruz. Bir de ne görelim, karşımızda yeşil ve mavinin dans ettiği bir manzara. Kahvaltıdan önce yürüyüş yapmak istesek mesela ve tertemiz bir havayı soluyarak yeşille bir bütün olsak. Hayali bile huzurlu hissettirmedi mi? Bu huzuru doğa otellerinde fazlasıyla bulabiliriz ve şehir hayatına geri dönünce özlememiz çok olası.

Tatilin keyfini çıkaralım

Doğa otelleri doğayla iç içe olmanın yanı sıra havuzlar ve SPA merkezleriyle de misafirlerini cezbeder. Doğa otelleri her mevsim misafirlerini ağırladığı için hem açık hem kapalı havuzları vardır. Doğanın tadını çıkarırken bu havuzlarda da keyif yapabiliriz. Şehir hayatının karmaşasından uzakta vücudumuza SPA merkezlerinde bir ödül versek ne de güzel olur.

Pandemi sürecinin hayatımıza girmesi ile artık bungalov,  daha butik olan doğa otelleri ve dağ otelleri gibi daha kendi halimizde ve doğa ile iç içe olduğumuz otelleri tercih etmeye başladık. Bu süreçte de Enuygun olarak tüm seçenekleri daha sıkı bir şekilde gözden geçirip misafirlerin en iyi konaklama seçeneklerine ulaşabilmesini sağlamak adına çalışıyoruz. İstanbul'a yakın ve bu tip hafta sonunu veya kısa tatillerinizi değerlendirebileceğiniz yerler için özel sayfalar da yapıyoruz.