Ülkenin aynı adlı bölgesinde yer alan Yaroslavl, tarihi günümüzden çok öncesine giden eski bir yerleşim. 2015 yılında yapılan sayıma göre şehrin nüfusu 600 binin üzerinde. Bu da Yaroslavl’ın bulunduğu bölge içinde en kalabalık şehirler arasına girmesini sağlıyor.
Kuruluşu günümüzden yüzyıllar önceye dayanan şehir, tarihi boyunca bir süre ülkeye başkentlik yapması nedeniyle önemli. Ülkenin günümüzdeki başkenti Moskova’ya yaklaşık 300 kilometre uzaklıktaki Yaroslavl, tarihi önemiyle Altın Halka şehirleri arasında sayılıyor. Volga Nehri kıyısının en eski şehirlerinden Yaroslavl, demir ve karayoluyla yakınlarındaki diğer şehirlere bağlanıyor. Moskova’dan veya St. Petersburg’dan otobüsle gelebileceğiniz gibi uçakla seyahati de tercih edebilirsiniz. Tunoshna Havalimanı, şehir merkezine sadece 18 kilometre uzaklıkta.
Şehrin iklimi Rusya’nın pek çok bölgesine göre ılıman sayılabilir. Buna karşılık kış ayları genellikle soğuk ve kar yağışlı geçiyor. Kış döneminde şehrin ortalama sıcaklığı -10 derece. Yaz geldiğinde ise sıcaklık değerleri 20 dereceye kadar yükselebiliyor. Şehre seyahat etmeyi planlıyorsanız, yaz aylarını veya en azından bahar sonunu tercih ederek daha rahat gezebilirsiniz.
Yaroslavl için ‘ilginç müzeler şehri’ yakıştırmasını yapmak çok da yanlış sayılmaz. Son derece enteresan eski saatlerin ve enstrümanların sergilendiği Müzik ve Saat Müzesi, şehirde görülebilecek müzelerden sadece biri. Yaroslavl Sanat Müzesi ise içinde sergilenen olağanüstü eserleriyle olduğu kadar 19. Yüzyıl’ın ilk yarısında inşa edilen eski binasıyla göz kamaştırıyor. Sürekli ve geçici sergilere ev sahipliği yapan müzede sanata ilgili ziyaretçiler rahatlıkla birkaç saat geçirebilirler.
Yaroslavl geziniz sırasında şehrin görkemli tarihini gözler önüne seren kiliselerini ziyaret etmeyi unutmayın. Hangisinden başlayacağınız konusunda kararsız kalırsanız, yeşil renkli kubbeleriyle uzaktan bile hemen fark edilen Baptist John Kilisesi kesinlikle iyi bir seçim. Üstelik incelikli sanat anlayışının ürünü freskleri gördüğünüzde büyülenmekten kendinizi alamayacaksınız.
Şehri biraz daha yüksekten görmek isterseniz, hiç zaman kaybetmeden Kurtarıcının Dönüşümü Manastırı’na gelin. Eski manastırın kulesine tırmandığınızda ayaklarınızın altına serilen nefes kesici Yaroslavl manzarasını seyretmek paha biçilemez. 16. Yüzyıl’dan günümüze dek çok iyi korunarak ulaşan manastırın içinde bir de müze bulunuyor.
Rusya’nın tarihi şehrinde kiliseleri ve müzeleri gezerken acıktığınızı hissederseniz, hemen yerel yemekleri tadabileceğiniz bir restorana oturun. Pancardan yapılan ve pek çok Slav ülkesinde tadabileceğiniz Borş Çorbası ile başlayabilirsiniz. İçine bölgelere göre farklı malzemeler eklenen geleneksel börek Piroşki ise tam bir karbonhidrat rüyası. Her zaman tattığınız yemeklerin değişik versiyonlarını denemeye hazırsanız, bu kez Pelmeni’ye şans verebilirsiniz. İncecik açılan hamurdan yapılan Rus mantısında kıyma görmek belki büyük bir değişiklik sayılmaz. Buna karşılık vişneli hatta pudra şekerli bir mantıyla göz göze geldiğinizde şaşkınlığınızı gizlemeniz hayli zor olacak.