Buenos Aires'in yaklaşık 20 km kuzeyinde yer alan San Isidro, görkemli neo-gotik katedralinin hemen göze çarptığı tarihi meydanı, sakin ve huzur dolu atmosferi ile her göreni kendine hayran bırakıyor. Dönem dönem antika ve el sanatları fuar ve etkinliklerinin gerçekleştiği San Isidro’ya Buenos Aires’ten trenle aktarma yapmadan ulaşmanız mümkün. Tamamını 1 günde gezebileceğiniz San Isidro’nun tarihi ise 1580 senesine kadar uzanıyor. Buenos Aires’in en zengin yerleşim yerlerinden biri olan San Isidro’nun tarihi merkezindeki Arnavut kaldırımlı sokaklar, eski tip tek katlı evler ve Plaza Mitre’nin tam kalbinde konumlanan ve inşa tarihi 1898 yılına dayanan neo-gotik San Isidro Katedrali’ni görmeden şehir turunuzu sonlandırmamalısınız.
“Rugby Başkenti” unvanlı San Isidro’yu hangi dönemde ziyaret ederseniz edin, CASI ve SIC’in ulusal maçlarından birine denk gelmeniz yüksek ihtimal. Çok sayıda tarihi evin çevrelediği merkezdeki en eski yapı ise 1790'da Juan Martín de Pueyrredón tarafından yaptırılan ve oğlu Prilidiano Pueyrredón tarafından genişletilen General Pueyrredón Evi. Şehrin geçmişine ışık tutan San Isidro Müzesi’ne ev sahipliği yapan tarihi meydanda ünlü yazar Victoria Ocampo’nun evi olan Villa Ocampo’yu da ziyaret edebilirsiniz. Arjantin’in en ünlü yarışlarının gerçekleştiği San Isidro Hipodromu’ndaki 1930’larda inşa edilen yarış pistini de mutlaka görmenizi öneriyoruz. Yerleşimin ilk olarak 1784 yılında başladığı ve Alcaldía de la Hermandad adıyla kurulan San Isidro 1850 yılında il tarafından belediye statüsünü kazandı.
Bu toprakların ilk yerleşimcileri olan Guarani Kızılderililer Holy Trinity City’de tarımla geçimlerini sağlamaya başladılar ve zamanla şehir ekonomik anlamda güçlenmeye başladı. Günümüzde yaklaşık 300 bin nüfusa sahip olan San Isidro, Acassuso, Beccar, Boulogne, Martinez ve Villa Adelina bölgelerinden meydana geliyor. Club Nautico San Isidro’da tekne turuna katılabilir, Barrio Tekne Kulübü’ne uğrayabilir ve limanı çevreleyen mağribi tarzdaki mimarileri fotoğraflayabilirsiniz. 1988 senesinde açılan ilk bölgesel alışveriş merkezi olan Unicenter, 14 büyük sinema salonu ve sayısız alışveriş mağazası ile dikkat çekiyor. Rio de la Plata’nın ilerisinde 174 metre uzunluğundaki 1930 yılından kalma iskeleden eşsiz gün batımı manzarasının seyrine dalabilirsiniz. Rehberli turlar ile keyifli bir gün geçirebileceğiniz Eğitim Çiftliği San Isidro Labrador’da tarım ve hayvan yetiştirme süreçleri ile ilgili bilgi edinebilirsiniz. Tipik İspanyol Rönesans mimarisinin en göz alıcı örneklerinden biri olarak kabul edilen Anchorena Evi 1840 yılından kalma tarihi bir yapı. Museo del Rugby ya da Rugby Müzesi ise salı-pazar saat 10.00-16.00 saatleri arasında ziyarete açık. San Isidro’nun ana meydanı Plaza Mitre’yi turladıktan sonra 60 yıllık deneyime sahip bir hippizm kurumu olan ve 3 hektarlık bir alanı kaplayan Kuzey Binicilik Kulübü’ne (Club Hipico del Norte) gidebilirsiniz.
Rio de la Plata’nın kıyısında yer alan ve içerisinde 300 farklı bitki türü; %85’i yerli olmak üzere 200 kuş türü barındıran Ribera Norte Ekolojik Koruma Alanı toplamda 10 hektarlık bir alanı kaplıyor. Her gün sabah 09.00 ile akşam 18.00 arasında ziyaret edilebilen bu alana giriş için herhangi bir ücret ödemeniz gerekmiyor. Orijinal adı Museo Historico Municipal Brig. Gral. Juan M. de Pueyrredon olan Belediye Tarih Müzesi ise 1944’ten beri ziyaretçilerini ağırlıyor ve hizmet verdiği binanın inşa tarihi de 1790 senesine kadar uzanıyor. Salı, perşembe, cumartesi ve pazar günleri ücretsiz bir şekilde 14.00 ile 18.00 arasında giriş yapabileceğiniz müzenin 13 farklı konseptteki odasındaki eşyalarla Arjantin’in geçmişine yolculuk yapabilirsiniz. Maipú İstasyonu’ndan (Olivos) Delta İstasyonu’na (Tigre) kadar uzanan sahil şeridindeki Barrancas İstasyonu’nda cumartesi, pazar ve tatil günlerinde antika fuarı ve gastronomi etkinlikleri oluyor. San Isidro’da en çok ziyaret edilen yerlerden bir diğeri olan Fatima Meryem Kilisesi 1950 yapımı bir tapınağın geleneksel görüntüsünden çok uzakta oldukça ilginç bir mimari. 12 Aralık 2001’de “İl Tarihi Anıtı” ilan edilen kilisenin bitişiğinde ise Teatro de la Cova yer alıyor. Son olarak da 11.200 metrekarelik bir arazide yer alan ve ünlü yazar Victoria Ocampo'nın babası Manuel Ocampo tarafından yaptırılan; UNESCO’ya bağışlanmış Villa Ocampo’yu ziyaret edebilirsiniz.