Dünyanın en büyük termal göllerinden biri olan Heviz Gölü’nü sınırları içerisinde barındıran beldenin kökenleri 2. yüzyılda bölgeye hükmeden Romalılara kadar dayanıyor. Roma kültüründe şifalı suları ve banyoları ile önemli bir yer tutan beldede yüzyıllarca pek çok uygarlık yaşarken 18. yüzyıldan itibaren göl sularının hastalıklara iyi geldiği keşfedildi. Bu sayede kalkınmaya başlayan belde günümüzde bir spa merkezi olarak tüm dünyada tanınıyor.
Kış mevsiminde dahi sıcaklığından bir şey kaybetmeyen Heviz Gölü’nü kullanarak hastalıklarını gidermek isteyen turistlerin akınına uğrarken göl çevresinde pek çok turistik tesis hizmet veriyor. Beldedeki tarihi yapılar arasında yer alan Holy Spirit Katolik Kilisesi ve Rus Hamamı Heviz’in tarihi dokusunu günümüze yansıtıyor. Museum Collection Hévíz’de bölgede ortaya çıkartılan tarihi eserler sergileniyor.
Düşük bir nüfusa sahip beldede yaklaşık dört bin kişi yaşarken halkın büyük çoğunluğu sağlık turizminden geçimlerini sağlıyor.