Bugünkü ismini Osmanlı yönetimi sırasında alan Vakfıkebir, ilk olarak hangi çağda kurulduğu tam anlamıyla bilinemeyen çok eski ve özel bir ilçe. Trabzon’a bağlı Vakfıkebir, önceki yüzyıllarda Hititlerden Romalılara, Perslere ve hatta Bizanslılara kadar pek çok köklü medeniyetin sınırlarında yer aldı. Özellikle Karadeniz kıyılarını saran doğal limanlardan biri olması, ilçeyi geçmişten bu yana daima önemli bir ticaret merkezi haline getirdi. Vakfıkebir adının kökeni ise tarihin en ünlü Osmanlı padişahlarından Yavuz Sultan Selim’in annesi Gülbahar Hatun’la ilişkilendiriliyor. Anlatılanlara göre Gülbahar Hatun’un gemisi Karadeniz açıklarında büyük bir fırtınaya yakalanmış ve Gülbahar Hatun ilk kez karaya çıkacağı yeri vakfedeceğini duyurmuştu. Karaya ilk bastığı yer de burası olunca önceleri ‘’Büyükliman’’ diye anılan bölge Vakfıkebir adını aldı.
20 Temmuz 1916 tarihinde Ruslar tarafından işgal edilen ilçe, 14 Şubat 1918’de işgalden kurtuldu. Bu nedenle günümüzde dahi her yıl 14 Şubat’ta Vakfıkebir oldukça neşeli görüntülere sahne oluyor. 1990’lı yıllardan bugüne süren Vakfıkebir Ekmek Festivali ise ilçede tadını çıkarabileceğiniz bir diğer harika aktivite seçeneği. Ünü çoktan Türkiye’nin dört bir tarafına yayılan Vakfıkebir ekmeğinin farkı özel malzemelerden yapılan geleneksel fırınlarda pişirilmesi. Ekmeye kendine has tadını veren diğer bir özelliği ise daima ekşi mayadan yapılması.
Çarşıbaşı, Beşikdüzü, ve Tonya gibi diğer ilçelerle çevrelenen Vakfıkebir, Trabzon’un merkezinden 40 kilometre mesafede. Trabzon Havalimanı’na uçtuğunuzda direkt olarak servis araçlarıyla kent merkezine gelebilir ve buradan yolcularını alan Vakfıkebir minibüslerine binerek doğrudan Karadeniz kıyısındaki tarihini ilçeye ulaşabilirsiniz.