Roma İmparatoru Augustus tarafından kurulduğu tahmin edilen Trier, Almanya’nın en eski şehirlerinden biri olarak biliniyor. Yaklaşık 100 bin kişilik bir nüfusa sahip şehir son derece ilgi çekici tarihi kalıntılarıyla önemli bir ticaret ve turizm merkezi.
2. Dünya Savaşı’ndan zarar görmeden çıkabilen az sayıda Alman şehrinden biri olan Trier’de Roma döneminden günümüze dek ulaşan eserleri görmek mümkün. Kentte özellikle Hz. İsa’ya ait bir hırkanın bulunduğu söylenen kilise ülkenin ve Avrupa’nın farklı bölgelerinden ziyaretçileri buraya çekiyor. Trier ayrıca Lüksemburg’a da çok yakın. Ülkeye sadece 40 kilometre mesafede bulunan kentten Lüksemburg’a da kolayca seyahat edebilirsiniz.
Geleneksel Alman mimarisini yansıtan yapılarıyla tarihi kent merkezi turistler tarafından en fazla ziyaret edilen yerlerden biri. Burada ayrıca civarda yer alan kafe ve restoranlardan birinde leziz Alman yemeklerinin tadına bakma şansınız da var. Moselle Nehri’nin çevresinde kurulan şehirde yıl boyunca çok soğuk ve sıcak olmayan ılıman bir iklimin etkili olduğunu söylemek mümkün. Yine de eğer şehre ziyaretinizi kış aylarında gerçekleştirmeyi düşünüyorsanız kalın giysilerinizi de mutlaka yanınızda getirmeye çalışın.
Şehirde ziyaretçiler tarafından mutlaka görülmesi gereken yerler arasında Roma döneminin kalıntılarından olan tarihi bazilika, hamam, köprü ve tiyatro en dikkat çekici eserlerden. Ayrıca etkileyici mimarisi ile şehrin en ünlü yapılarından biri olarak anılan Trier Katedrali de ziyaret edilmeli. Eğer Trier’in çevresinde yer alan müzeleri gezmek isterseniz, Rheinische Landesmuseum bu konuda harika bir başlangıç noktası olabilir. Kentin antik kalıntılarını görebileceğiniz müzeye alternatif olarak Karl Marx Evi’ni ve özellikle küçük çocuklarla birlikte harika vakit geçirebileceğiniz Trier Oyuncak Müzesi’ni de turlayabilirsiniz.
