Estonya’nın en büyük ikinci şehri olan Tartu, ülkenin güneydoğusunda yer alıyor. Estonya’nın en eski üniversitesi olan Tartu Üniversitesi’ne de ev sahipliği yapan şehirde toplam yedi ayrı üniversite bulunuyor. Tartu genç nüfusun da etkisiyle canlı, hareketli ve etkinlik dolu bir yapıya sahip. Tartu bir anlamda Estonya’nın kültür başkenti konumunda bulunuyor. Öte yandan şehirde ağır sanayi de gelmişmiş durumda.
Tartu’da nemli karasal iklimin etkileri görülüyor. Yaz aylarında sıcaklık 17-18 derece civarında ölçülüyor. Kış aylarında ise bu değer -5’e kadar düşüyor. Tüm yıl boyunca yüksek nemin etkisi altında kalan şehirde yağışlar daha çok yaz aylarında görülüyor.
Şehiriçinde ulaşım otobüslerle sağlanıyor. 1 Euro bedelindeki otobüs biletini şoförden almak mümkün. Taksi kentte her zaman bulunabilir. Eski kent meydanı ise yürüyerek gezilebilecek büyüklükte. Şehri uzak mesafelere Tartu Havalimanı bağlıyor.
Ülkenin en büyük iki gölünü birbirine bağlayan Emajogi Nehri Tartu’nun içinden geçiyor. Oldukça verimli topraklara sahip olan şehir yeşilliklerin içinde yer alıyor. Eski kent merkezi ile yeni şehir merkezi nehir üzerindeki köprülerle birbirine bağlanıyor. Nehir çevresi ise tamamen ağaçlık ve güzel dinlenme yerleri ile manzara izleme noktaları sunuyor. Bu nehir kısa yaz aylarının sıcak günlerinde serinlemek isteyenlere yüzebilme imkânı sunarken; soğuk ve uzun kış mevsiminde çoğu zaman donduğundan patenle kayma fırsatı da veriyor. Şehir ve çevresindeki yeşilliğe doyamayanlar için bir de botanik parkı var kentte. Toomemagi Parkı ise tam bir toplanma ve dinlenme yeri.
Tartu birçok mimari yapıya ve sanatsal esere ev sahipliği yapıyor. Town Hall Meydanı’nda bulunan şemsiye altında öpüşen çift heykelinin süslediği romantik havuz şehrin simgelerinden birisi haline gelmiş. Hemen arkasında yer alan uçuk pembe ve kırmızı renklerle boyanmış, çiçeklerle süslü belediye meclis binası resmi bir devlet binasından beklenmeyecek sıra dışı bir sıcaklığa sahip. Tartu’nun Pisa’sı olarak kabul edilen ve içinde bir sanat galerisi de barındıran Learning House yamuk bir bina ve görülmeye değer. St. John’s Katedrali mimarisinde barındırdığı yüzlerce terracota heykelinin yanı sıra içinde verilen klasik müzik konserleri ile de ilgi çekici bir mekân.
Şehirde gece hayatı da çok renkli ve hareketli. Her zevke uygun bir mekân bulmak mümkün. Gecekulüpleri, diskolar ve barların yanı sıra şehirde birçok restoran ve kafe de var. Tartu’da ülke genelinde olduğu gibi ağırlıklı olarak av eti, balık, domuz eti, lahana ve patates ile yapılan yemekler tüketiliyor. Fast food türü yemeklerde ise popüler olan köşebaşı pizzacıları.