La Palma adasının doğusunda yer alan başkent Santa Cruz, Alonso Fernández de Lugo tarafından 3 Mayıs 1493 tarihinde kuruldu. Yüzyıllar boyunca Avrupa ile Amerika kıtalarındaki koloniler için önemli bir liman kenti olan Santa Cruz De La Palma, 16. yüzyılda ise Antwerp ve Sevilla'dan sonra Avrupa'nın üçüncü büyük limanı seçildi. Denize nazır ahşap evleri, Arnavut kaldırımlı sokakları ve görkemli kiliseleri ile ilgi çeken Santa Cruz De La Palma Chico ve Circo de Marte tiyatrolarının yanı sıra olağanüstü resim ve sanat koleksiyonuyla ön plana çıkan Insular Müzesi gibi birçok kültürel cazibe merkezine de ev sahipliği yapıyor. Asırlık bir geleneğin halen daha yaşatıldığı Virgen de las Nieves Tapınağı başta olmak üzere şehirde çok sayıda gezilip görülecek yer var. Şehrin merkezi olarak kabul edilen Calle Real caddesinde büyük bir meydan ve meydanı çevreleyen birçok göz alıcı mimari, ev, alışveriş mağazası ve yapı bulunuyor. Geleneksel Kanarya Adaları mimarisini yansıtan evlerin yan yana dizildiği Plaza de España Meydanı’na giderseniz, Belediye Binası, El Salvador Kilisesi ve hemen ilerisinde göz kamaştıran çeşmeyi de görme fırsatı bulabilirsiniz. Placeta del Borrero ise yine tarihi evleri ile dikkat çeken küçük bir meydan. Bu meydanda yer alan yeme içme mekanlarının birçoğunda sunulan "Barraquito" (yoğunlaştırılmış süt, tarçın, limon kabuğu ve tatlı likörü) ve yerel şarap veya ev yapımı biraların tadını çıkarabilirsiniz. Şehir merkezinden biraz uzakta konumlanan Plaza de la Alameda da meşhur Naval Museum’un bulunduğu meydan.
Plaza de la Alameda’yı gezdikten sonra en sondaki köprüyü geçerek La Virgen Kalesi'ne ulaşabilirsiniz. Nefes kesen bir şehir manzarasına şahit olacağınız kalede vakit geçirdikten sonra yönünüzü tarihi 16. yüzyıla kadar uzanan La Encarnación Kilisesi'ne çevirebilirsiniz. Ardından, deniz manzaralı yürüyüş yolundan Avenida Marítima’ya gidebilirsiniz. 16. ve 17. yüzyıllarda şehri savunmaya yardımcı askeri bir tahkim olan Santa Catalina Kalesi'nin duvarlarını da mutlaka görmenizi öneriyoruz. Avenida Marítima'daki rengarenk çiçeklerle güzelce dekore edilmiş ahşap balkonlu tipik Kanarya evlerini fotoğraflamayı da unutmayın. Kaçırılmaması gereken bir başka yer ise keyifli yürüyüşler yapabileceğiniz Calle de San Sebastián. Ayrıca Santo Domingo Kilisesi, Circo de Marte tiyatrosu ve Virgen de la Luz Tapınağı da bu bölgede yer alıyor. Santa Cruz de La Palma’da lezzet keşfi yapmak isteyenler birbirinden şık yeme içme mekanlarını ziyaret edebilir. Kırmızı veya yeşil "mojo" (tipik Kanarya Adaları sosu), domuz etli veya balıklı "potaje" (doyurucu bir çorba) eşliğinde "papas arrugás con mojo" (haşlanmış minik patatesler), "bienmesabe" (yumurta sarısı, öğütülmüş badem, şeker vb. malzemelerden yapılan bir çeşit tatlı) ve La Palma markasının Origin şarabı, Santa Cruz De La Palma’da ilk tadacağınız lezzetler olmalı. Her beş senede bir gerçekleşen The Descent of the Virgin of Las Nieves ve Dance of the Dwarves, Carnival sırasında düzenlenen Los Indianos ve her yıl 3 Mayıs gününün erken saatlerinde gerçekleşen Festival of the Crosses Santa Cruz De La Palma’nın en ünlü etkinliklerinden.