Panama’nın başkenti Panama City, aynı zamanda ülkenin en büyük şehridir. Başkent olması nedeniyle başta siyasi olmak üzere; turizm, ekonomi, kültür ve sanat açısından en hareketli kenttir. Panama Kanalı’nın Pasifik Okyanusu girişinde yer alır. Şehrin adı yerli dilinde ‘sayısız kelebek’ anlamına gelmektedir. 1519 yılında kurulan şehir, Panama Kanalı’nın yanı sıra; taş binaları, dar sokakları, müzeleri ve gökdelenleriyle ünlüdür. Kentte tarih ve modernite aynı potada erimiştir. Şehrin başka bir ünlüsü de ‘Panama Şapkası’dır. Panama Şapkası aslen Ekvador’a özgü bir şapka olmasına rağmen Panama Kanalı’nda çalışan işçilerin giymesi için o yıllarda Ekvador’dan ithal edilmiştir. Çeşitli renk ve modellerdeki bu şapka, zamanla ‘Panama’ adıyla anılır olmuştur.
Panama Kanalı, insan gücünün doğayı değiştirebileceğine dair dünya üzerinde verilebilecek nadir örneklerden birisidir. 1880 yılında başlayıp 1914 yılında sona eren ve 80 km.’lik tepe ve ormanlık alan kazısını kapsayan proje, kendi içinde trajediler de barındırmıştır. Kanal inşaatı sırasında yaklaşık 30 bin işçi hayatını kaybetmiştir. Kanal, ülke ekonomisinin en önemli çarklarından birini oluşturmaktadır. Panama ürünlerinin yeraldığı klasik pazar karakteristiğindeki Bella Vista, yabancı ziyaretçilerin ilgi odağıdır. Koloni tarzı mimarisiyle dikkat çeken Casco Viejo (Eski Şehir), Bağımsızlık Meydanı, Opera Binası, Fransız Meydanı, Bovedas Kanal Girişi ve Koloni Dini Müzesi kentin başlıca gezi merkezleridir. Dünyaca ünlü mimar Frank Gehry imzalı Biomüze, kentin yeni sembolü olmaya adaydır. Panama City, yağmur ormanlarının kent içinde yer aldığı dünya üzerindeki yegane başkenttir. İklimi sıcak ve ılımandır. Tocumen Uluslararası Havaalanı, kent merkezine 24 km. uzaklıktadır.