Yunanistan’ın en batısında, Atina ile Girit arasında konumlanan Milos, Ege’deki en egzotik Yunan adalarından biri. Paris Louvre Müzesi’ndeki dünyanın en büyük Afrodit heykelinin bulunduğu yer olarak da tanınan ada, dinlenmek isteyenlerin ve balayı çiftlerinin tercih ettiği tatil rotaları arasında başı çekiyor. Güneşin rengiyle kırmızıya, turuncuya boyanan volkanik kayalar üzerinde muhteşem günbatımları izlemek de adaya gelmek için başlı başına sebep oluşturuyor.
Yunan adalarının hepsinde olduğu gibi beyaz evleriyle karakterize olan Milos’un, zümrüt denizle buluştuğu sahillerde yelkenliyle gezmek ve Orta Çağ’da korsanların saklandığı gizli koyları keşfetmek adanın en keyif veren aktivitelerinden. Milos bir parçası olduğu Kiklad Adaları içinde en fazla gizli koya sahip olan yer. Adada çoğuna girişin ücretsiz olduğu 70’in üzerinde plaj bulunuyor. En uzunu Haivadolimni, en ünlüsü ise Sarakiniko olan plajlarda turkuaz denizin altındaki gizli dünya en az üstü kadar cezbediyor. Kayalara oyulmuş mağaraların tarihi ise yine korsan dönemlerine kadar iniyor.
Milos’un eskiden başkent denilen meydanında bulunan kalesinin 1800 yılında antik taşlardan yapıldığı biliniyor. Klima, Pollonya ve Plaka köylerindeki mimari ise antik izler taşıyan heybetiyle görenleri büyülüyor. Plaka dik yamaçlara dizilmiş evleri, Klima ise evlerin farklı renklere boyanmış kapı ve pencereleriyle ünlü olup, fotoğraflar için renkli fonlar oluşturuyor. Sokaklarında birçok restoran ve butik otelle karşılaşacağınız adada deniz ürünlerinin süslediği menüleri de tatmadan dönmeyin diyoruz.
Deniz yoluyla ulaşımlarda kullanılan Adamantas Limanı aynı zamanda adanın merkezi ve Milos’a diğer adalar ile Pire Limanı’ndan her gün sefer düzenleniyor. Havayoluyla gelmek istediğinizde ise Atina’dan kalkan küçük pervaneli uçaklarla adaya ulaşabiliyorsunuz.