Fransa’nın batısındaki Pays de la Loire bölgesinde yer alır. Bölgenin başkenti olan Nantes’a 90 km. uzaklıktadır. Maine Nehri’nin ikiye ayırdığı kentte, her iki yakayı birbirine bağlayan 6 adet köprü bulunmaktadır. Romalılar’ın ‘Juliamogus’ adıyla andıkları Angers, 1789 Fransız Devrimi’ne kadar, bölgede varlık gösteren Anjou Krallığı’na başkent olmuştur.
Günümüzde şehir, geçirdiği tarihsel süreci ayakta tutan pek çok ortaçağ klasik mimari eseriyle doludur. Bu eserler, özellikle Maine Nehri kıyılarında yoğunlaşmıştır. Kent ekonomisi, kültür ve tarih turizminin yanı sıra; otomotiv, aeronotik (havacılık ve uzay mühendisliği) ve tarıma dayanmaktadır. Özellikle sebze, meyve ve çiçek tarımı alanında Fransa’nın en önemli şehirleri arasında yer alır. Portakal likörü, botanik bahçeleri ve çiçekleri ile ünlü şehir, içerdiği köklü tarihsel dokusuyla Fransa’daki kültür turizminin merkezlerinden birisidir. Tarihinde Galya, Roma ve İngiliz izleri taşıyan kentin en eski yapısı Hospital Saint-Jean, 1175 tarihinde İngiltere Kralı II. Henry tarafından yaptılmıştır. Bina, bugünlerde müze olarak ziyaret edilmektedir. Ayrıca 9. yüzyılda, Maine Nehri kıyısına inşa edilen ve bugünkü boyutuna 13. yüzyılda erişen Angers Şatosu ile 12. yüzyılda yapılan Saint-Maurice Katedrali, ilk günkü orijinalliği ile ayaktadır ve çok sayıda ziyaretçi ağırlamaktadır. Angers, geçmiş tarihlerde benzersiz duvar halılarının dokunduğu bir kent olmuştur. Bu duvar halılarından en ünlüsü, 14. yüzyılda Anjou Kontu I. Louis için dokunan ‘Apocalypse’tir ve bugün Angers Şatosu’nda sergilenmektedir.
Kendine, ‘Avrupa’nın en çiçekli kenti’ ünvanını yakıştıran şehirde, iki önemli botanik bahçesi bulunmaktadır. Ayrıca, ağaç müzesi özelliğindeki Arboretum Gastan Allard, 20 bin farklı ağaç çeşidini barındırmaktadır. Angers, ılıman iklim etkisindedir. Yıl boyunca önemli ölçüde yağış alır.Angers-Loire Havaalanı, kentin 20 km. kuzeydoğusundadır.
