Tatil denince aklınıza ne geliyor? Yaz aylarında deniz, kum ve güneşle geçen günler mi? Yoksa, işten fırsat buldukça kaçtığınız şehre yakın yerler veya ailenizin de yaşadığı şehirde biraz kafa dinlemek mi? Bunların hepsi keyifli bir tatil için ideal alternatifler ama artık daha farklı kültürleri keşfetmek istiyorsanız, şöyle buyurun.
Doğu Asya'nın renkli ülkesi Tayvan, tropik iklimin ürünü bitki çeşitliliğiyle ve doğal yaşamıyla olduğu kadar kültürel zenginliğiyle de sizi şaşırtacak. Çin'in 200 kilometre güneyinde bulunan bir ada ülkesi olan Tayvan'da halk son derece yardımsever ve sokaklar sürprizlerle dolu. Uzakdoğu Mutfağını, özellikle Çin yemeklerini seviyorsanız, Tayvan sizin için tam bir lezzet durağı olabilir. Özellikle etli ve sebzeli erişteler dünyanın en lezzetli seçenekleri arasında gösteriliyor. Tayvan'a gitmeyi planlarsanız, tatilinizi havalar bunaltacak kadar ısınmadan, Nisan – Mayıs aylarında yaşanan en güzel zamanlarına denk getirebilirsiniz.
Dünya üzerinde yerel kültürle bu kadar içli dışlı olabileceğiniz en iyi örnek Bangkok olabilir. Kayıklarla gezilen yüzen pazarları, birçoğu Buda'ya adanmış kutsal tapınakları ve görkemli saraylarıyla gerçekten etkileyici bir şehir. Ancak bizim önerimiz rehberle gezilen klasik rotaları ilk iki günde bitirmeniz ve sonra gerçek Bangkok'la tanışmak için şehri sokak sokak kendiniz gezmeniz. Akşam olduğunda ise ülkenin ünlü Tay dansı gösterilerini izleyebilir, geleneksel kıyafetlerle sergilenen Siam Niramit şovuna katılabilirsiniz.
Tarihi sokakları, antika otomobilleri ve sıcakkanlı insanlarıyla zamanın durduğu ülke Küba'da olmak, dünyanın herhangi bir yerinde olmaktan çok farklı bir şey. Neredeyse her köşe başında rastlayacağınız sokak müzisyenleri geleneksel Küba ezgilerini yavaş yavaş çalarken alışık olduğunuz dünyadan başka bir yerde olduğunuzu anlıyorsunuz. Havana sokaklarını dolaşırken çevrenizi saran çocuklara yanınızda getirdiğiniz küçük çikolatalardan verirseniz, daha önce benzerini görmediğiniz türden bir coşkuyla karşılaşmayı da garantilediniz demektir.
Brezilya'nın Sao Paulo'dan sonra en büyük ikinci şehri Rio de Janeiro, yıl boyu düzenlenen karnavallarla dünyanın eğlence başkenti gibi. Özellikle her yıl Şubat ayında düzenlenen Rio Karnavalı şehri gerçek anlamda bir eğlence merkezine dönüştürüyor. Sadece bu zamanda değil, yılın her döneminde eğlenceli halkı sayesinde ziyaretçilerine iyi unutumaz deneyimler yaşatan Rio, yerel halkla tanışmak ve kaynaşmak için de harika bir alternatif. Sahil kesiminden biraz şehrin içlerine yürüdüğünüzde karşınıza çıkan dar sokaklarda çocukların top koşturduğu, kadınların evlerin önünde sohbet ettiği bir dünyayla karşılaşacaksınız. Şehri keşfe çıkmadan önce bu renkli dünyayı fotoğraflamak için yanınıza fotoğraf makinenizi de almayı unutmayın.
İtalya'nın güney şehri Napoli, kuzey şehirleri Venedik ve Milano kadar etkileyici yapılara ve eserlere sahip olmasa da kesinlikle çok daha renkli bir sokak yaşamına sahip. Kültür olarak bize çok benzeyen bu şehirde, yolda yürürken binalar arasında gerilmiş iplere asılmış çamaşırları görürseniz şaşırmayın. Pizzayla ünlü bir şehirde yapabileceğiniz en iyi şeylerden biri de ara sokaklarda dolaşıp yerel pizza restoranlarından birinde dünyanın en lezzetli pizzasının tadına bakmak. Özellikle aileler tarafından işletilen bir pizzacıya denk gelirseniz, şimdiye kadar yediklerinizi unutturacak bir lezzetle karşılaşmanız mümkün. Üstelik pizzanızı yerken restoranın -muhtemelen birkaç nesil öncesine dayanan- kuruluş hikayesini de dinleyebilirsiniz.
Dünyanın sokak kültürü gelişmiş rotalarını keşfetmeden önce ülkemizden de bu anlamda uzakları aratmayan rotaları keşfedebilirsiniz. Bu rotalardan biri de peri bacaları ve doğal taşların içine oyulmuş evleri, otelleriyle Kapadokya. Ürgüp, Göreme, Uçhisar gibi farklı bölgeleri barındıran Kapadokya belki de Türkiye'de yerel halkla en fazla iç içe olabileceğiniz yer. Bölgede bulunan butik otel ve restoranların neredeyse tamamı bölge halkı tarafından işletiliyor ve tarihi yıllar öncesine dayanıyor. Kapadokya'da dolaşırken yerel bir rehberle gezmek de klasik destinasyonlar dışındaki yerleri keşfetmenizi sağlayabilir. Neredeyse her köşe başında bulunan gözlemecilerde karnınızı doyururken gözlemeci teyzelerle havadan sudan konuşabilir veya yine her kasabada bulunan kahvehanelerden birine girip yörenin yaşlılarından bölgenin eski zamanlarını ve şimdiki halini dinleyebilirsiniz. Avanos'da bulunan çömlek atölyelerinde çömlek yapımının sırlarını öğrenip, kendi yaptığınız çömleklerle yaşadığınız şehre dönebilirsiniz.
Ülkemizin taş evlerle ünlü bir diğer yerel kültür cenneti ise Mardin. Güneydoğu Anadolu'nun kendine has gelenek ve göreneklerini her sokakta gözlemleyebileceğiniz şehirde yapılacak en güzel şey tarihi çarşıları gezip yöresel lezzetlerin tadına bakmak. Özellikle bakır işlemeciliği ile ünlü şehirde kalan az sayıda bakırcıdan hediyelik eşyalar alırken esnafla şehrin eski zamanlardan günümüze yaşadığı değişimi konuşabilirsiniz. Mardin'de halen yaşayan sokak kültürünün en canlı örneği ise neredeyse her sokakta oyun oynarken görebileceğiniz çocuklar. Özellikle fotoğraf makinenizle geziyorsanız, hemen etrafınızı saran Mardinli çocuklarla fotoğraf çektirmek bile tatilinizi unutulmaz hale getirmeye yetecek. Mardin'de özellikle Süryanilerin yaşadığı mahalleleri ziyaret etmek de farklı bir kültürle tanışmanızı sağlayacak, yaşadığınız şehre dönerken sadece yeni bir yer görmüş değil, farklı bir dünyanın içine girmiş olacaksınız. Mardin'e en uygun uçak biletlerini kaşılaştırmak için tıklayın.
Bir inanışa göre tarihi Adem ile Havva'ya dek uzanan şehir Şanlıurfa'da Balıklıgöl, tarihi Harran evleri, Rızvaniye Camii gibi görülecek onlarca tarihi eser ve kalıntı var. Tüm bu eserlerin dışında şehrin en çok dikkat çeken özelliklerinden biri de yıllardır varlığını sürdüren canlı şehir yaşamı. Urfa kebabı, Urfa lahmacun gibi kendine has lezzetlerle herkesi kendisine hayran bırakan şehirde yerel halkla tanışıp sohbet edebileceğiniz yerlerin başında tarihi Bedesten geliyor. Yan yana sıralalanmış dükkanlardan alışveriş yaparken çoğu bizzat bedesten esnafı tarafından yapılan el işçiliği ürünlerinin yapımını, şehrin son yıllarda yaşadığı değişimi ve sadece burada yaşayanların bildiği mekanları konuşabilirsiniz. Şanlıurfa'dan dönmeden öğrenebileceğiniz bir diğer şeyse, yemekleri daha lezzetli hale getirecek tavsiyelerdir. Özellikle et yemeklerinde çok başarılı olan şehirde yapacağınız kısa sohbetlerle lezzetli bir yemeğin sırlarını keşfedebilirsiniz.