Fransızca passe (Geç) ve port (Liman) sözcüklerinin birleşimiyle oluşmuş pasaportun oldukça eski bir tarihi var. Aslında seyahat özgürlüğü günümüzde çok daha kolay. Osmanlı İmparatorluğu vatandaşlarının İstanbul’a gelmek için bile pasaport ve vizeye benzer bir izin almak zorunda kaldığını düşünürsek, bugün uçakla uzaklardaki bir ülkeye ulaşmak büyük özgürlük olsa gerek.
Pasaport çok eski çağlardan beri seyahat için kullanılan bir belge olsa da günümüzdeki şekline benzer haliyle uygulanmaya ilk olarak Fransa Kralı XIV. Louis döneminde başlanmış. Kralın imzaladığı liman geçişine izin veren mektuplar sayesinde kişilerin seyahat güvencesi sağlanmış. Arka arkaya Avrupa ülkeleri de benzer mektuplar hazırlamaya başlamış. Günümüzde Avrupa ülkeleri bu işi öyle sıkı tutuyor ki, Schengen vizesi almak için evraklar imzalar formalite ne ararsanız var. Resmininiz şeklinden bankadaki paranıza kadar pek çok şart arıyorlar.
Eskiden yolculukların deniz yoluyla yapıldığını düşünürsek ilk önceleri pasaport liman belgesi olarak hazırlanıyormuş. Sonra tren yolculukları başlamış. Bu kez ülke sınırları içindeki istasyon girişlerinde pasaport kullanılmaya başlanmış ve günümüzde artık bilgisayara okutup anında o kişi hakkındaki bilgileri görebileceğiniz cipli pasaport dönemine geçilmiş.
Osmanlı döneminde ilk pasaport ise II. Mahmut zamanında kullanılmış. Hatta 3 çeşit pasaport kullanılmış Osmanlı Müslüman halkı Hristiyan halkı ve görevliler için pasaport. Ve gelelim günümüze… Türkiye’de nüfusun sadece %10’unun pasaport sahibi olduğunu düşünürsek, yüzlerce yıl geçmesine rağmen başka bir ülkeye seyahat tutkusu hala çok da ciddi bir artış sergilememiş. Pasaportunuz yoksa bile Türk vatandaşlarının pasaportsuz gidebilecekleri ülkeler olduğunu biliyor muydunuz? İşte pasaportsuz seyahat edebileceğiniz 5 sonbahar rotası…