Sanal New York gezisi

Pandemi süreci, hepimizin hayatını farklı yönlerden etkiledi. Yapmaktan keyif aldığımız şeyler bile değişti. Seyahat etmek ve yeni yerler keşfetmeyi de bir süre boyunca yapamadık ve çok özledik. Önlemlere dikkat ederek yurt içi seyahatleri yapsak bile keşfetmek istediğimiz ülkeler ve şehirleri görmek için biraz daha sabretmemiz gerekiyor. Bu noktada da sanal turlar, seyahat arzumuzu biraz olsun dindiriyor. Bu yazıda New York’u keşfetme hayalini dindirmek isteyenler için görülmesi gereken yerlerin sanal turlarını listeledim.

Özgürlük Heykeli

New York deyince akla ilk gelen sembollerden biri, Özgürlük Heykeli. Amerika Birleşik Devletleri’nin bağımsızlığının 100. yılında Fransa tarafından armağan edilen bu heykel, 1886 yılında şu an bulunduğu yere yerleştirildi. Sağ elinde bir meşale, sol elinde ise kitabe tutan heykel, bakır ve çelik kullanılarak inşa edildi.

Heykelin inşasında kullanılan bakır, zaman içerisinde oksitlendiği için heykel şu anki yeşil görünümüne kavuştu. Heykelin başındaki taçta 7 sivri uç bulunuyor ve bu uçların her biri dünyanın 7 kıtasını ve 7 denizini simgeliyor. Heykeli yerinde gördüğün zaman içerideki 168 merdiveni tırmanarak meşaleyi tutan sağ elin üstüne çıkabiliyorsun. “Amerikan Rüyası”nı sembolize eden yeri bilgisayarının başında gezmek için tıkla bakalım.

Brooklyn Köprüsü

Brooklyn ve Manhattan’ı birbirine bağlayan Brooklyn Köprüsü, New York denince aklımızda beliren simgelerden biri. Hatta Amerika dediğimizde de gözümüzün önünde ilk canlanan resimlerden biri oluyor bu muhteşem köprü. 13 yıl boyunca yapılması için uğraşılan köprü 1883 yılında tamamlandı.

O dönemde dünyanın en geniş asma köprüsü olması ve ayaklarıyla birlikte bakıldığında Amerika’nın en yüksek yapısı olması rekorlarını elinde tutuyordu. Büyük oranda çelik kullanılarak yapılan ilk asma köprü olmasıyla da bilinen Brooklyn Köprüsü üzerinde ya da köprüyü arkana alarak fotoğraf çekmek de çok keyifli oluyor. Gittiğinde nasıl fotoğraflar çekeceğine karar vermek için tıkla bakalım.

Times Meydanı

Sadece New York değil, Amerika deyince akla ilk gelen yerlerden bir diğerinde sıra. New York’un en canlı ve en hareketli noktası olan Times Meydanı, her gün yüz binlerce kişiyi ağırlıyor. Şehrin en lüks otelleri, en elit restoranları, Broadway müzikalleri ve film stüdyolarının yer aldığı Times Meydanı, ünlü New York Times gazetesinin binasının burada olması nedeniyle bu adı aldı. Aslında 1904 yılına kadar Longacre Meydanı olarak biliniyordu.

Meydanda yürürken o kadar çok reklam panosu, tabela ve ekran görüyorsun ki nereye bakacağını şaşırıyorsun. Meydanı gezmek için buraya tıklayabilirsin, meydandan yapılan canlı yayın için ise seni buraya alalım.

Empire State Binası

New York’un en ünlü gökdeleni, şehri ziyaret edenleri her daim büyülüyor. 1931 yılında şehrin en meşhur caddesi üzerine inşa edilen Empire State Binası’nın uzunluğu 381 metre. Büyük Buhran döneminde tam 18 ayda tamamlanan bina, Chrysler Binası’nın dünyanın en yüksek binası olma unvanını elinden aldı. 1970 yılına kadar dünyanın en uzun binası unvanını taşıdı.

Binanın 102. Katına çıkıp manzarayı izlemek oldukça keyifli. Tabii yukarıya çıkmak için upuzun bir kuyruk olduğunu görüp pes etmemek gerekiyor ama şu an buraya tıklayarak sıra bile beklemeden bu binadan manzarayı görebilirsin.

Grand Central Terminali

New York ile ilgili birçok filmde gördüğümüz Grand Central Terminali, yüz binlerce kişinin New York’a adım attığı yer aslında. 67 tane peronu ve 44 treniyle hizmet veren istasyonda şu an tüm peronlar hizmet vermese de henüz fonksiyonunu kaybetmiş değil. Bu binayı sadece bir istasyon olarak tanımlamak doğru olmaz çünkü burası mimarisiyle ve tarihi dokusuyla da ön plana çıkan bir yer.

130 yıldır ayakta duran bina, yıllar içinde birçok tehlikeyle karşılaştı ama şu an koruma altına alınmış halde. İstasyonun en meşhur noktası ise saati. Birçok insan için bu saat önemli buluşmalara sahne olmuş bir simge. Şu an gidip yerinde göremesen bile buraya tıklayarak sen de kendini bu istasyonun içinde bulabilirsin.  

Ulusal 11 Eylül Anıtı ve Müzesi

11 Eylül 2001 yılında yaşanan saldırı, dünya tarihinde önemli bir yer tutuyor. Dünya Ticaret Merkezi olarak bilinen ikiz kuleler, 11 Eylül’de saldırıya uğradı. Sabah saatlerinde önce Kuzey Kule, çok kısa bir süre sonra da Güney Kule’ye iki uçak çarptı.

Çarpışmalardan sonra içinde birçok insanı barındıran kuleler, Amerikalıların gözü önünde yerle bir oldu. Bu olaylardan sonra binaların yerine Yeni Kule inşa edildi ve bu kuleyle birlikte bir de hayatını kaybedenleri anmak için anıt yapıldı. Anıtı bilgisayarından gezmek için hemen tıkla!

Madison Square Garden

New York’un en merkezi noktasında konumlanan Madison Square Garden, şehir için çok önemli bir yere sahip. Aynı zamanda dünyanın en ünlü parklarından da biri. Bunun sebebi bu parkta dünyaca ünlü isimlerin sahne almış olması. İlk akla gelenler ise Billy Joel ve Elton John.

Billy Joel, bu parkla özdeşleşmiş diyebiliriz çünkü burada düzenlenen gösteriler arasında en kapsamlısı ona ait. Elton John ise burada tam 64 kere sahne aldı. Aynı zamanda birçok spor müsabakası da burada gerçekleşiyor. NBA maçlarının düzenlendiği en eski 2. salon olarak biliniyor. Bu yüzden de birçok NBA tutkunun hayallerini süslüyor burayı keşfetmek. Senin ise sadece bir tık uzağında, hemen tıkla!