İsmini en iyi bildiğiniz ekonomi kuruluşu hangisi diye sorduğumuzda hiç şüphesiz IMF yanıtını alırız. Borcumuzun sürekli arttığı, üzerine şarkılar bestelenen bu kuruluşa, nihayet son taksitimizi ödedik.
Uluslararası Para Fonu (IMF) küresel finansal düzeni takip etmek, borsa, döviz kurları gibi konularda denetim yapmak amacıyla 1947 yılında ABD’de kurulmuş bir kuruluştur. İkinci Dünya Savaşı’ndan yorgun çıkan Avrupa’nın karşısında; altın stoklarını arttırmış, ekonomisi iyi durumda Amerika Birleşik Devletleri bulunuyordu. Bu süreçte ABD, zor durumdaki Avrupa’ya yardım etmek amacıyla iki kurumun kurulmasına karar verdi. Bunlardan bir tanesi IMF, diğeri ise Dünya Bankası’ydı. IMF, ödeme güçlüğü çeken ülkelere kredi sağlamak, Dünya Bankası da uzun vadeli yatırım kredileri vererek Avrupa devletlerinin yeniden imarını ağlamak amacıyla kuruldu.
Türkiye 1961 yılında IMF ile ilk anlaşmasını yapmış. Özellikle 1994 krizi sonrası IMF ile ilişkiler arttırılmış o günden sonra da borcumuz artarak büyümeye devam etmişti. 2008 yılında ise anlaşma sona erdi. Ve bugün nihayet son taksitimizi ödeyerek IMF’e borcumuzu kapadık. Sıradan bir vatandaşın ihtiyaç kredisi taksitini bitirip borçlarını silmesi gibi bir uygulama.
Türkiye bugüne kadar IMF’den 50 milyar dolarlık kredi aldı. Ayrıca yapılan anlaşma gereği Türkiye artık borç veren ülke konumuna geçecek. IMF’in çeşitli ülkelere kullandırdığı kredi miktarı 150 milyar dolar civarında. Bunun üçte birini sadece Türkiye’nin kullanması manidar.
Türkiye IMF’de en yüksek kota payına sahip ülke sıralamasında 20. Sıraya yükselecek ve 2014 - 2016 yılları arasında IMF İcra Direktörlüğü görevini üstlenecek. Bunlar ekonomimiz adına sevindirici gelişmeler ancak IMF’e borcumuzu kapamamız borçlarımızdan tamamen kurtulduğum anlamına geliyor mu? Tabi ki HAYIR
Türkiye’nin 2002’de 129 milyar dolar olan dış borcu 2012’de 336 milyar dolara yükseldi. Özel sektörün borcu ise 43 milyardan 226 milyar dolara çıktı. Bu süreçte bankaların borcu ise 11 milyar dolardan 84 milyar dolara yükseldi. Anlayacağınız IMF’e borcumuz kapanırken başka yerlere borcumuz artıyor. Darısı tüm borçlarımızın sıfırlanacağı, yatırımların artacağı ekonomik günlerin başına…