Oldum olası Ortaçağ kasabaları ya da şehirleri ilgimi çekmiştir. Avrupa özellikle de Orta Avrupa bu konuda çok güzel tarihi şehirlere ev sahipliği yapıyor. Çek Cumhuriyeti-Avusturya sınırında yer alan Çeski Krumlov da bunlardan birisi. Bu kasabada adeta masalsı bir yolculuk yapıyorsunuz. Çocukluğumuzun çizgi filmlerinde hikayelerinde anlatılan, resimlerini gördüğümüz o şahane kasabalardan biri Cesky Krumlov. Dar sokakları, tarihi yapıları, hiç bozulmamız mimarisi, sivri çatılı binaları, sarayı ve kalesiyle fotoğraf çekmeye doyamayacağınız bir yer. Avusturya’nın kuzeyindeyseniz ya da Prag turuna katıldıysanız Cesky Krumlov’u görmeden dönmeyin derim.
Bu kasaba daha girişinden itibaren sizi alıp bambaşka diyarlara götürüyor. Her karesi her taşı adeta tarih kokan bir yer. Prag’a kadar uzanan Vltava Nehri’nin geçtiği bu şirin kasaba UNESCO tarafından dünya mirası listesine alınmış, sonrasında da aslına uygun restorasyon çalışmaları yapılmış. 14. yüzyılda inşa edilen bu şehirde önce Rosenberg Ailesi daha sonra da Schwarzenberg Ailesi hüküm sürmüş. Her iki aile de çok güzel kalıcı eserler yapmış. Cesky'de gotik, rönesans ve barok mimarisinin tüm örneklerini görmek mümkün. Birinci ve İkinci Dünya Savaşları’nda da bombalanmadığı için orijinal halini korumayı başarmış.
Şehrin girişinde ise Schwarzenberg Ailesi’nin kaldığı saray bulunuyor. Küçük bir meydanı var. Meydana çıkan yollarda ise şirin hediyelik eşya satan mağazalar ve kafeler bulunuyor. Sokaklarının dolaşması çok keyifli ancak kaybolma riskinizi de göze alın. Vaktiniz kısıtlıysa bu sevdadan vazgeçin. Çünkü labirent gibi dar ve iç içe geçen sokakları var. Meydanın biraz ilerisinde St. Vitus Katedrali bulunuyor. Dış yapısına göre içi oldukça büyük ve görkemli. Bu gotik kilise 15. yüzyıldan kalma freskleriyle dikkat çekiyor. Kilisenin sokağından biraz daha ilerlerseniz güzel fotoğraflar çekebileceğiniz bir yer çıkıyor. Bu terasın tam karşısında ise şato var.
Şehir manzarasını en iyi Krumlov Şatosu’ndan seyredebilirsiniz. Şatoya gitmek için kentin iki yakası arasında gidip gelmenizi sağlayan ahşap Berberin Köprüsü'nü kullanmanız gerekiyor. Bu köprü üzerinde freskler dikkatinizi çekebilir. Bu fresklerin 3 tanesi Osmanlı’ya hitaben yapılmış. Osmanlı’nın savaşa giderken parayla tuttuğu Tatar askerlerin başının kesildiği freskler var. Şatonun girişindeki Kızıl Kule’ye çıkıp şehrin muhteşem manzarasını seyredebilirsiniz.
Vltava Nehri kenarında güzel restoranlarda oturması da çok keyifli. Ben yazın gittiğim için rengarenk çiçekler ve nehir manzarasıyla çok keyif aldığım bir yemek yedim. Manzara eşliğinde lezzetli balıklar geleneksel Çek yemekleri ya da turistik yemekler yeyip lezzetleri biralarından tadabilirsiniz. Fiyatlar çok yüksek değil. Özellikle bira ve şarap, kahve türü içecek fiyatları uygun. Vaktiniz varsa bu Ortaçağ kasabasında 1 gece butik otellerde konaklayıp, Cesky Krumlov'un tadını çıkarın. Ancak eğer konaklama yapmayacaksanız bile yol üstü bu muhteşem yere mutlaka uğrayın. Sizi keyifli tarih kokan güzel bir seyahat bekleyeceğini garanti ederim.