2021 seyahat trendleri

Yaşadığımız pandemi dönemi hepimizin alışkanlıklarını kökten değiştirdi. Tüm bu değişiklikler eğitim, sosyal yaşam, iş hayatı, ev düzeni ve seyahat gibi birçok şeye karşı bakış açımızı farklılaştırdı. Özellikle bize gerçek hayatımızdan uzaklaşma ve dinlenme imkânı sunan seyahat etmek, hepimizin çok özlediği ve ihtiyaç duyduğu bir aktivite haline geldi. 2020 yılında planladığımız seyahatlerin bir kısmını “yeni normal” anlayışına göre gerçekleştirmemiz gerekti. 2021 yılında daha çok seyahat edebilmek hepimizin umudu tabii ama yeni normalin getirdiği bazı trendler bu yılda da karşımıza çıkacak.

Yerli turizm

Pandemi nedeniyle yurt dışı seyahatlerimizi kısıtlamak zorunda kaldık. Her ne kadar farklı ülkelerin farklı kültürlerini tanımak için seyahate çıkmaya can atsak da bu dönemde ülkemizin farklı bölgelerinde ve şehirlerinde de daha önce tanışmadığımız kültürlerin olabileceğini keşfettik.

2021 yılında da yerli turizme dönüş trendinin yaygınlaştığını görmeye devam edeceğiz. Özellikle doğaya kavuşabileceğimiz, sessizlik içinde ve kalabalıklardan uzak huzur bulabileceğimiz yerli rotalar fazlasıyla ön plana çıkacak. Karadeniz yaylaları, Kaz Dağları, İğneada, Erikli Şelalesi gibi doğal destinasyonlar yerli turizmin popüler noktaları arasına adını yazdıracak. Zaten Türkiye’de mutlaka görülmesi gereken yerler o kadar fazla ki ne kadar gezersek gezelim ülkemizi keşfetmeyi bitirmek zor.

Dijital göçebelik

Koronavirüs hayatımıza evden çalışma konseptinin girmesini de hızlandırdı. Hatta birçok şirket, yılın ilk yarısında evden çalışmayı deneyimledikten sonra kalıcı olarak uzaktan çalışma konseptine geçerek ofislerini kapattı. Bu da çalışanların bir ofise ve dolayısıyla bir şehre olan bağımlılığını ortadan kaldırdı. Böylece geçim masraflarını karşılayabilmek için belirli çalışma saatlerine ya da mekana bağlı olmadan çalışanları tanımlayan dijital göçebe kavramıyla tanışmış olduk.

2020 yılında birçok dijital göçebe, yaşadıkları şehirlerden uzaklaşmayı tercih etti. Özellikle yazın dijital göçebelerin tercihi yazlık kiralamak oldu. Bazı dijital göçebeler mikro evlere yatırım yaparak yaşam şekillerini tamamen değiştirdi. Bu trend seyahat alışkanlıklarını de etkiledi. Hatta Barbados, Estonya, Gürcistan gibi ülkeler dijital göçebe vizesi vermeye bile başladı. 2021 yılında da birçok şirket evden çalışma modelini sürdürmeye devam edeceği için dijital göçebelik trendini sıklıkla göreceğiz.

Ekolojik seyahat

Dünya üzerindeki tüm aktivitelerimizin çevreye bıraktığı birtakım olumsuz etkiler var. Bu etkilerin geleceğimizi nasıl tehdit ettiğini her geçen gün daha çok fark ediyoruz. Pandemi süreci boyunca yaşadığımız duraksama dönemi hepimizi çevremiz hakkında daha da düşünceli olmaya yönlendirdi. Özellikle seyahat severler ve seyahat endüstrisi seyahat kavramının çevreye olan etkilerini inceleme fırsatı buldular.

2020 yılında gezginler, seyahatin çevreye olan etkilerini azaltmak için tatillerini buna göre planladılar. Karbon ayak izini azaltmak, daha ekolojik bir anlayışla seyahat etmek önem kazandı. Sadece ulaşım tercihlerinde değil, konaklama ve ulaşım tercihlerinde de çevreyi önemseyen tercihler ön plana çıktı. 2021 yılında da seyahatlerimize ekolojik bir bakış açısıyla yaklaşacağız. Karbon ayak izi bırakmayacak yöntemlerle seyahat etmek, çevre dostu otelleri ve restoranları tercih etmek ve seyahat edilen destinasyonun doğal güzelliklerini korumak gibi amaçlara sahip olan ekolojik seyahat, 2021 yılında çokça konuşulacak.

Karavan gezileri

2020 yılında yolculuklarımıza da bakış açımız değişti. HES kodu, HEPA filtresi gibi virüs ihtimalinden uzak olmalarıyla uçak yolculukları pandemi döneminde güvenilir bir ulaşım aracı olsa da genel anlamda yolculuktaki arayışlarımız farklılaştı. Yolculuğu bizi tatile ulaştıran bir araç olarak görmek yerine yolda olmayı tatilimizin bir parçası haline getirdik. Karavan yolculukları da bu durumun en güzel getirilerinden oldu.

Birçoğumuzun filmlerde görüp hep yapmak istediği o uzun karavan yolculukları, 2021’de seyahat planlarımıza daha çok dahil olacak. Uzun zamandır özlediğimiz yolda olmak hissini, seyahatimizin ana noktası haline getirip karavan gezilerine çıkacağız. Karavan kamp alanları bu yıl daha dolu olacak!

Glamping

2020, genel anlamda doğaya dönüş yaptığımız bir yıl oldu çünkü hepimiz doğanın kucağında olmayı çok özledik. 2021’de de doğadan uzak kaldığımız günlerin acısını çıkaracağız elbette. Şehir hayatından uzaklaşıp doğayla bir arada olmanın en güzel yanı da kamp yapmak tabii. Ancak 2021, geleneksel kamp anlayışına daha lüks bir bakış açısıyla yaklaşan glamping popülaritesini artırdığı yıl olacak.

Butik bir tatil anlayışıyla hizmet veren glamping işletmeleri için en önemli nokta, misafirlerinin lüks bir kamp deneyimi yaşaması. Glamping çadırlarının içi, konforlu bir konaklama için gereken her şeyi barındırıyor. Yani hem doğayla iç içe kamp yapma keyfini yaşayıp hem de konforlu imkanların tadını çıkarabilirsin. Özellikle benim gibi konforundan uzaklaşmak istemediği için kamp yapamayanlar bu trende çok sevinecek diye düşünüyorum.

Keyif uçuşları

Uçuş tutkunları, pandeminin ilk aylarında aşırı derecede zorluk yaşadılar. Hava yolları, uçak bileti satamadıkları dönemleri farklı deneyimler sunmak için çalışarak geçirdiler ve uçuş tutkunlarının bu özlemlerini gidermek için keyif uçuşları yapmaya başladı. ANA, EVA Air ve Qantas gibi hava yolları, Asya-Pasifik bölgesinde hiçbir yere gitme amacı olmayan uçuşlar düzenliyor.

Keyif uçuşları olarak adlandırılan bu uçuşlar, sadece manzara izlemeye odaklanıyor. Örneğin Qantas, görkemli Büyük Set Resifi’nin üzerinde yedi saat süren bir uçuş için biletler satıyor. Keyif uçuşları düzenleyen hava yolları sadece manzarayla kalmayıp uçak içindeki konforu ve deneyimi de artırmaya çalışıyor. Michelin yıldızlı şeflerin ellerinden çıkan leziz yemekleri yiyebiliyor, Hello Kitty konseptli bir uçuş gerçekleştirebiliyorsun. Sosyal alanların tasarlandığı uçaklarda yoga yapabiliyor, bara uğrayıp bir şeyler içebiliyorsun. 2021 yılı başta olmak üzere gelecekte keyif uçuşlarının popülerleşeceğini şimdiden söylemek mümkün.

Gezgin oteller

Önümüzdeki yıllarda sürekli duymaya başlayacağımız bir diğer trend ise gezgin oteller. Bu yeni konsepte öncülük yapan ise 700’000 Heures Hotel. Kendilerine dünyanın ilk gezen oteli diyorlar ve zamanın insan hayatındaki en değerli şey olduğunu düşünüyorlar. Ortalama bir insan hayatının 700.000 saat sürmesinden ilham alarak ismi belirlenen otel, zamanımızı en iyi şekilde değerlendirmek için hiçbir deneyimi kaçırmamamız gerektiği anlayışıyla yola çıkıyor ve 6 ayda bir destinasyonunu değiştiriyor.

İtalya, Kamboçya ve Brezilya gibi ülkeleri 6 aylığına mesken olarak belirleyen 700’000 Heures Hotel, birçok seyahat severin ilgisini çekmeye başlamış durumda. Bu otelin başarısı, 2021 başta olmak üzere yakın gelecekte bu konseptte daha fazla otelin açılmasına yol açacak. Seyahat severler de farklı deneyimler yaşayabilecekleri gezgin otelleri daha sık tercih etmeye başlayacak. 

Özel ada tatilleri

Biraz pahalı bir trend olsa da özel ada tatillerinden de bahsetmek istiyorum çünkü 2021 yılında sosyal medyada bu tatil trendini çok sık göreceğiz. Aslında Kim Kardashian gibi sosyal medyanın popüler isimlerinin hesaplarında uzun zamandır görüyoruz. Kendilerine bir ada kiralıyorlar ve tatillerine sadece onlara özel adalarda yapıyorlar.

2020 yılında koronavirüs yüzünden bu pahalı tatil anlayışı daha da yaygınlaştı. Maldivler ve Şeyseller gibi sadece denizle çevrili adaların olduğu ülkeler, adalarını özel tatiller için kiralamaya başladılar. 2021’de de böyle bir tatil bütçesini karşılayabilecek insanlar için popüler bir trend olacak.